Febril konvülziyon; 1 aydan büyük çocuklarda görülen SSS enfeksiyonu, akut elektrolit bozukluğu ya da zehirlenme gibi tanımlanmış bir neden ve öncesinde afebril konvülziyon öyküsü olmadan ateşle birlikte ortaya çıkan nöbetlerdir. Febril konvulziyon basit ve komplike FK olmak üzere iki gruba ayrılır. Basit FK; 15 dakikadan kısa süren, 24 saat içinde tekrarlamayan jeneralize (tüm vücudu tutan) tipte nöbet olarak tanımlanır. Konvülziyonun 10-15 dakika ve daha uzun sürmesi, nöbetin fokal (vücudun tek tarafını tutması) olması ve aynı hastalık süresince birden fazla görülmesi komplike FK kriterlerdir. Febril konvülziyonların %70’i basit FK’dir. Konvülziyon, çocukların yarısında ateşli hastalığın ilk gününde hatta ilk 1-2 saat içinde görülür. Olguların üçte birinde konvülziyon hastalığın ilk belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Konvülziyonun, ateş yükseldikten 24 saat sonra görülmesi nadirdir. Genel olarak FK’nin görülme sıklığı % 3-8 olarak bildirilmektedir. Türkiye’den yapılan epidemiyolojik çalışmalarda da benzer sonuçlar elde edilmiştir.

En sık görülme yaşı 6 ay-3 yaş arası olup 18. ayda pik yapmaktadır. Çocukların %50’inde ilk nöbet 12-30 aylar arasında görülür. Yaklaşık olarak %6-15’i, dört yaşından sonra da devam eder ve altı yaşından sonra başlaması nadirdir.  Erkek çocuklarda, kızlara oranla daha sık görülür. Erkek/ kız oranı 1:1 -1,7:1 gibi değişik oranlarda bildirilmektedir. Anne ya da babasında FK öyküsü olan çocuklarda genel popülasyona göre 4 kat sık olduğu bildirilmektedir. Febril konvülziyon geçiren olguların ateş yüksekliği nedenleri; üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE), akut otitis media, idrar yolu enfeksiyonu gibi nedenler olabilir. Diğer enfeksiyonların aksine gastroenteritte ise FK insidansı düşük olduğu bildirilmiştir. Etiyolojik ajan %80 oranında virüslerdir. Özellikle HHV-6 ve HHV-7 enfeksiyonlarının FK ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Febril konvülziyon yaklaşık %60-70 oranında tek nöbet olarak karşımıza çıkar. Hastaların %30-40’ında tekrarlayabilir. Sadece %10’unda 3 ve daha fazla nöbet görülür.

Febril konvülziyonda Tedavi

  • Antipiretikler: Ateş yüksekliği FK’nin temel bileşeni olsa da antipiretik kullanımı FK gelişmesini önlememektedir. Ancak hastanın konforu, yüksek ateş komplikasyonu olan dehidratasyonun önlenmesi ve aileyi rahatlatmak amaçlı antipiretikler önerilebilir.
  • İntermittan Profilaksi: Basit FK’de profilaksi gereksizdir (13). Ancak, nöbetin sık tekrarladığı, febril SE öyküsü olan, komplike FK geçiren ve ailesi kaygılı hastaneden uzak yaşayan bazı olgularda intermittan profilaksi verilebilir (14) Ateşli dönemlerde uygulanan intermittan diazepam profilaksisinin uzun süreli tedaviye göre birçok avantajı vardır. Hastanın rektal ateşi >38,5 ºC olduğunda, 0,3-0,5 mg/kg/doz (maksimum 10 mg) olacak şekilde rektal uygulanır. Ateş devam ediyorsa 8-12 saat sonra tekrarlanabilir.  Tedaviye eğer ateş devam ediyorsa 48 saat süreyle devam edilebilir. İkinci 24 saatte 12 saatte bir tedavi verilmesi uygundur. Rektal diazepam uygulamasının sedasyon ve solunum depresyonu yapabileceği unutulmamalı aileler bu konuda uyarılmalıdır.
  • Sürekli Antiepileptik Kullanımı: Basit FK’de uzun süreli antiepileptik ilaç tedavisi kesinlikle önerilmez. Komplike FK’de ilaç tedavisine dikkatli karar verilmelidir. Mümkün olduğu kadar sürekli ilaç tedavisinden kaçınılmalıdır. Profilakside en sık kullanılan antiepileptik fenobarbitaldir. Serum konsantrasyonu 15 μg/ ml (5 mg/kg/gün) olacak şekilde uzun süre kullanıldığında FK rekürrensini önlediği gösterilmiştir. Hiperaktivite, hipersensitivite, uyku sorunları, bilişsel fonksiyonlarda bozulma, konsantrasyon bozuklukları gibi yan etkiler görülebilmektedir. Valproik asit FK tedavisinde kullanılabilecek diğer bir antiepiepileptiktir. Yapılan çalışmalarda FK rekürrensini en az fenobarbital kadar önlediği gösterilmiştir. Gastrointestinal sistem yan etkileri yanı sıra özellikle 2 yaş altı çocuklarda ciddi hepatotoksisite gelişme riski olması nedeniyle bu yaş grubunda dikkatli olunmalıdır